Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
- Firavun
- Moderatör
- Mesajlar: 204
- Kayıt: Pzt Şub 01, 2016 5:39 pm
- Görüş: Dinsiz
- Edilen Teşekkür: 95 kere
- Alınan Teşekkür: 136 kere
Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
Neye inanıyorsun sorusu sorulduğunda yanıt vermekte zorlanıyorum. Hiçbir şeye inanmıyorum demek aslında mantıksal olarak yanlış bir yanıt oluyor.
Şöyle anlatayım:
İnanmanın tersi nedir? Çoğu kişi buna "inanmamak" yanıtını veriyor. Bu da yanlış bir yanıt, çünkü inanmamak da aslında başka bir inançtır.
Örneğin, havaya para attığınızda "yazı geleceğine" inanıyorum diyebilirsiniz. Karşı taraf buna inanmadığını söylediğinde aslında o da "tura geleceğine" inandığını söylemiş oluyor.
Peki para yere düştükten ve yazı geldikten sonra, paraya bakıp hâlâ "yazı geleceğine inanıyorum" diyebilir misiniz? Saçma olacaktır. Çünkü artık bilinen bir şey üzerine inançtan bahsedemezsiniz.
Yani, inanmanın tersi inanmamak değil "bilmektir". Bir şeyin aslını ya bilirsiniz ya da bilmezsiniz. Bilmiyorsanız o olguyu açıklayabilecek her hikaye yalnızca bir olasılıktır ve olasılıklara inanmak saçmadır. Nasıl "yazı geleceğine" inanmak saçmaysa bir yaratıcının olduğuna inanmak da inanmamak da aynı derecede anlamsızdır.
Yalnızca biliyorsanız bunu söyleyebilirsiniz.
Bilmiyorsanız, en doğru yanıt "bilmiyorum" olmalıdır.
-
- Mesajlar: 2
- Kayıt: Çrş Ara 30, 2020 4:30 am
- Görüş: ignostik üye
- Edilen Teşekkür: 1 kere
Re: Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
Herkese iyi aksamlar diliyorum,uzun yillar agnostik olarak yasadim.
Fakat birgun yanlis yolda oldugumu anladim.
Agnostisim derki.
Yaraticinin varligi yada yoklugu kanitlanamaz
Varlik yada yokluk kavrami ontolojik kavramlardir.ontolojik kavramlar.
Dolayısıyla de bu betimdeki olumcul hatada
Bu kavramlardir.
Neden mi?
1.yaraticinin net bir tanimi yoktur.yaratici
Ise
Ontolojik degildir
2.acikcasi ne oldugu konusunda insan zekasi
Acikca yetersizdir
Ignostisim bu konuda net bir tanimlama getirmistir.kisaca.
Ignostisizm disindaki tum betimler anlamsizdir
Fakat birgun yanlis yolda oldugumu anladim.
Agnostisim derki.
Yaraticinin varligi yada yoklugu kanitlanamaz
Varlik yada yokluk kavrami ontolojik kavramlardir.ontolojik kavramlar.
Dolayısıyla de bu betimdeki olumcul hatada
Bu kavramlardir.
Neden mi?
1.yaraticinin net bir tanimi yoktur.yaratici
Ise
Ontolojik degildir
2.acikcasi ne oldugu konusunda insan zekasi
Acikca yetersizdir
Ignostisim bu konuda net bir tanimlama getirmistir.kisaca.
Ignostisizm disindaki tum betimler anlamsizdir
-
- Mesajlar: 2
- Kayıt: Çrş Ara 30, 2020 4:30 am
- Görüş: ignostik üye
- Edilen Teşekkür: 1 kere
Re: Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
Ignostisim derki:
Yaraticinin mutlak tanimlari,
Tum betimlerde oldugu gibi
Tutarsiz ve ispatsizdir.
Ispati olmuyan ve herhangi bir tanima
Ispatsal yonlerde uymuyan her tamri betimi
Ya dinsel yada felsefidir.yaratici ise ne felsefeyle aciklanabilir nede dinsel birtakim betimlerle
Bunun trajikomik derecede imkansiz oldugu
Gunumuzde cok net ortaya cikmistir.
Betimler tanri olgusuna ontolojikmis gibi
Yaklasarak kendi kendileri curutmuslerdir
Yaraticinin mutlak tanimlari,
Tum betimlerde oldugu gibi
Tutarsiz ve ispatsizdir.
Ispati olmuyan ve herhangi bir tanima
Ispatsal yonlerde uymuyan her tamri betimi
Ya dinsel yada felsefidir.yaratici ise ne felsefeyle aciklanabilir nede dinsel birtakim betimlerle
Bunun trajikomik derecede imkansiz oldugu
Gunumuzde cok net ortaya cikmistir.
Betimler tanri olgusuna ontolojikmis gibi
Yaklasarak kendi kendileri curutmuslerdir
Re: Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
Çoğu şeyin tam tersini doğru zannederiz. Örneğin bilim ve din.
Gerçekte bilimsel olan dindir, her olayı mutlak bir otoritenin yönettiğini iddia eder. Müslümana göre elektronu protonun etrafında döndüren Yaratıcı'nın emridir. Müslüman Yaratıcı'nın maddeyi yaratması ve ona bazı kanunlar tayin etmesine bilim der. Ateist fizikçiye göre 4 temel kuvvet vardır. Kuvvet yerine etkileşim de der. Etkilleşime mutlak iman ister, etkileşimin nasıl veya neden olduğunun sorgulanması da yasaktır.
Dini itham ettiği şeylerin daha fazlasını kendisi yapar. Solucan deliği, paralel evren, zamanda yolculuk gibi hiçbir bilimsel temeli olmayan teoriler sanki gerçekmiş gibi sunulur, kimsenin de itiraz etme hakkı yoktur. Bu konularda hiçbir kanıt veya gözlem olmaması onu hiç ilgilendirmez.
Gerçekte bilimsel olan dindir, her olayı mutlak bir otoritenin yönettiğini iddia eder. Müslümana göre elektronu protonun etrafında döndüren Yaratıcı'nın emridir. Müslüman Yaratıcı'nın maddeyi yaratması ve ona bazı kanunlar tayin etmesine bilim der. Ateist fizikçiye göre 4 temel kuvvet vardır. Kuvvet yerine etkileşim de der. Etkilleşime mutlak iman ister, etkileşimin nasıl veya neden olduğunun sorgulanması da yasaktır.
Dini itham ettiği şeylerin daha fazlasını kendisi yapar. Solucan deliği, paralel evren, zamanda yolculuk gibi hiçbir bilimsel temeli olmayan teoriler sanki gerçekmiş gibi sunulur, kimsenin de itiraz etme hakkı yoktur. Bu konularda hiçbir kanıt veya gözlem olmaması onu hiç ilgilendirmez.
- Firavun
- Moderatör
- Mesajlar: 204
- Kayıt: Pzt Şub 01, 2016 5:39 pm
- Görüş: Dinsiz
- Edilen Teşekkür: 95 kere
- Alınan Teşekkür: 136 kere
Re: Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
ignostik üye yazdı:Agnostisim derki.
Yaraticinin varligi yada yoklugu kanitlanamaz
Agnostisizm tanımlanmış bir yaratıcı üzerinden tarif yapmaz. Hatta tüm yaratıcı tanımlamalarını reddeder. Uyduruk tanımların olup olmadığını tartışmak saçmadır zaten.
Yaratıcı tanımları uydurulmuş dinlerin eseridir. Agnostisizm kalkıp herhangi bir dinin yaratıcısının olup olmadığı bilinemez demez. Gerçek bir kanıt veya bilgi olmadan din ve yaratıcı uydurmanın saçma olacağını söyler.
Daha önceki forumda da çokça tartışıldı bu konu. Birisi, arkasını göremediğiniz bir duvarın ötesinde "pembe benekli uçan filler var" dese, angostikler "olup olmadığını bilemeyiz" demezler. "Duvarın arkasında ne olduğu bilinemeyeceği için herhangi bir şey uydurmak saçmadır" derler. Bu da, bilinemeyecek bir şey için tarif yapmanın saçmalığını belirtir zaten.
- Firavun
- Moderatör
- Mesajlar: 204
- Kayıt: Pzt Şub 01, 2016 5:39 pm
- Görüş: Dinsiz
- Edilen Teşekkür: 95 kere
- Alınan Teşekkür: 136 kere
Re: Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
astronom yazdı:Gerçekte bilimsel olan dindir.
Umarım bu söylediklerinizi yanlış anlıyorumdur da siz aslında başka bir şey söylemeye çalışıyorsunuzdur. Zira bu önermeyi yapabilmek için bilimle uzaktan yakından ilginizin olmaması gerekir. Size göre, yıldırımlar bulutların üzerinde yaşayan tanrıların sinirlenmesi sonucu oluşur. Çünkü, bilim olmasaydı herkes hâlâ bunun doğru olduğunu düşünecekti.
Dinler bilinmeyeni açıklamak için hikayeler uydurur. Sizler bu hikayelere inanıyorsunuz diye bunların doğru olması gerekmiyor.
Bilim insanları bilinmeyeni açıklamak için gözlem ve araştırma yapar, elde ettiği verileri değerlendirip hipotezler oluşturur. Bunların hiçbiri mutlak değildir, çürütülülebilir, yeter ki sağlam kanıtlarla daha iyi bir hipotez sunulabilsin.
Ancak bu yaklaşım dinde yoktur. Adı üzerinde zaten, dinler dogmadır ve siz bu dogmaya bilimsel diyebiliyorsunuz. Tebrikler!
- hector
- Moderatör
- Mesajlar: 234
- Kayıt: Cum Eki 16, 2015 8:26 pm
- Görüş: Ateist
- Edilen Teşekkür: 208 kere
- Alınan Teşekkür: 182 kere
Re: Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
Firavun yazdı:ignostik üye yazdı:Agnostisim derki.
Yaraticinin varligi yada yoklugu kanitlanamaz
Daha önceki forumda da çokça tartışıldı bu konu. Birisi, arkasını göremediğiniz bir duvarın ötesinde "pembe benekli uçan filler var" dese, angostikler "olup olmadığını bilemeyiz" demezler. "Duvarın arkasında ne olduğu bilinemeyeceği için herhangi bir şey uydurmak saçmadır" derler. Bu da, bilinemeyecek bir şey için tarif yapmanın saçmalığını belirtir zaten.
Selamlar Firavun ,
Bu düşünceye katılıyorum.Ama bir yerden de "Agnostik Olmanın Kaçınılmazlığı" iddiasına çok katılamıyorum. Bende uzun süre kendimi Agnostik olarak tanımladım ve gerçekten de öyleydim. Zamanla ateizm'e doğru yöneldim.Çünkü duvarın arkasında "pembe renkli uçan filler " olduğuna inanmıyorum. Hayatta yaşadığım deneyimler bana bunun olamayacağını gösterdi.Evet duvarın arkadasın da bilinmeyen bir şey hakkında tarif yapmak saçmadır ve ek olarak bu yapılan tarife inanırsın yada inanmazsın/reddedersin.
Başka bir örnek ile ne demek istediğimi açıklamaya çalışayım.Yeni tanıştığın bir insan hakkında "güvenilir" yada "güvenilmez" demek doğru değildir çünkü o kişi hakkında hiç bir fikrin yoktur ,bilmiyorsundur yani agnostiksindir.Ama tanıdıkça güvenirsin yada güvenmezsin. O insan ile ilgili yaşadığın tecrübeler sana bu konu hakkında bir fikir verecektir.(güvenilir olduğuna inanırsın yada inanmazsın)
Söz konusu tanrı olunca da aynı şey geçerli benim için.İnsanlık tarihi boyunca sayısız tanrı kavramı ortaya atılmış.Hemen hemen hepsi de insanların açıklayamadığı olayları anlamlandırma çabasından ibaret. Bu hala da devam ediyor. Bir şeyi açıklayamayınca o boşluğu hemen tanrı ile dolduruyoruz. Boşluklar doldukça yeni tanrılar çıkıyor ortaya ve bu böyle devam edip gidiyor.
Toparlarsak , evrenin arkasında bir tanrı var mı yok mu bilmek elbette mümkün değil. Bilinemeyen bir şeyin yokluğunu da kanıtlamak imkansız olacaktır.Fakat hayatta yaşadığımız tecrübelere göre bilimsel konuları açıklamak için bir tanrıya ihtiyaç yok ve felsefi açıdan bakarsak bir tanrının olması nereden bakarsak bakalım tutarsız.Yani "duvarın arkasında uçan filler " var demek saçmalık ve böyle bir şeyin olamayacağını söylemek ve buna inanmamak çok doğal.
Dünya benim tasarımımdır. Arthur Schopenhauer
- Firavun
- Moderatör
- Mesajlar: 204
- Kayıt: Pzt Şub 01, 2016 5:39 pm
- Görüş: Dinsiz
- Edilen Teşekkür: 95 kere
- Alınan Teşekkür: 136 kere
Re: Agnostik olmanın kaçınılmazlığı
Merhaba Hector. Seni yeniden burada görmek çok güzel.
Çok klişe olacak ama yanlış sorunun doğru cevabı olmaz demek istiyorum. Burada sen daha çok "duvarın arkasında ne olduğu/olmadığı" sorusuna odaklanıyorsun. Doğrusu "duvarın arkasında bir şey var mı, yok mu?" sorusu.
Benim bilmiyorum dediğim, bilinemez diye iddia ettiğim şey bu.
"Duvarın arkasında bir şey var mı?", bilmiyorum. Olabilir de, olmayabilir de.
Buna bir kez bilmiyorum dedikten sonra, duvarın arkasında şu var, bu var, şunun olması saçma, bu daha saçma gibi tüm yanıtlar anlamsızlaşıyor. Ne olduğuyla ve olmadığıyla ilgilenmek saçma oluyor, çünkü zaten "bilinemez" demiş oluyorsun.
Sen tanımlanmış bir şeylerin olmayacağını düşünerek bildiğimiz evrenin dışında başka bir şey yok demeyi seçtiğini ve bu yüzden ateizme kaydığını söylüyorsun. Yani ateist olarak gerçekten duvarın arkasında hiçbir şey olmadığını bildiğini iddia ediyorsun. Bence bu büyük bir iddia. Maalesef ben bu kadar iddialı bir şey söyleyemiyorum. Absürt tanrılar var mı yok mu beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren tek soru herhangi bir şeyin olup olmadığı sorusu. Ateistler neye göre kesinlikle yok diyor bilmiyorum ama, bence bu bilinemez.
hector yazdı:Zamanla ateizm'e doğru yöneldim.Çünkü duvarın arkasında "pembe renkli uçan filler " olduğuna inanmıyorum.
Çok klişe olacak ama yanlış sorunun doğru cevabı olmaz demek istiyorum. Burada sen daha çok "duvarın arkasında ne olduğu/olmadığı" sorusuna odaklanıyorsun. Doğrusu "duvarın arkasında bir şey var mı, yok mu?" sorusu.
Benim bilmiyorum dediğim, bilinemez diye iddia ettiğim şey bu.
"Duvarın arkasında bir şey var mı?", bilmiyorum. Olabilir de, olmayabilir de.
Buna bir kez bilmiyorum dedikten sonra, duvarın arkasında şu var, bu var, şunun olması saçma, bu daha saçma gibi tüm yanıtlar anlamsızlaşıyor. Ne olduğuyla ve olmadığıyla ilgilenmek saçma oluyor, çünkü zaten "bilinemez" demiş oluyorsun.
Sen tanımlanmış bir şeylerin olmayacağını düşünerek bildiğimiz evrenin dışında başka bir şey yok demeyi seçtiğini ve bu yüzden ateizme kaydığını söylüyorsun. Yani ateist olarak gerçekten duvarın arkasında hiçbir şey olmadığını bildiğini iddia ediyorsun. Bence bu büyük bir iddia. Maalesef ben bu kadar iddialı bir şey söyleyemiyorum. Absürt tanrılar var mı yok mu beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren tek soru herhangi bir şeyin olup olmadığı sorusu. Ateistler neye göre kesinlikle yok diyor bilmiyorum ama, bence bu bilinemez.
“Varlık, Tanrı, İnanç” sayfasına dön
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir